2022-2023 (1 Ekim 2022-31 Mayıs 2023) Buğday Üretim Rekolte 2. Tahmin Raporu
2023 Dönemi TMO Alım Fiyatları Açıklandı
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 2023 ürünü buğday alım fiyatını açıkladı. Buna göre Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) müdahil olarak üreticiden ton başına kırmızı ve beyaz sert ekmeklik buğdayı 8.250 TL, makarnalık buğdayı 9.000 TL, arpayı ise 7.000 TL alacak şekilde açıklama yaptı. Ayrıca geçen yıl buğdaya 1.000 TL, arpaya 500 TL olarak uygulanan ve sadece TMO’ ya ürününü getiren çiftçi için ödenen destekleme primi çiftçimiz TMO veya sanayicimize tüccarımıza kime satarsa satsın bu primden faydalanması sağlanmıştır. İlave prim ödemesinden Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı tüm üreticilerimiz ÇKS’deki kayıtlı üretim miktarları oranında yararlanabilecek. Destekleme primi ile birlikte çiftçimiz bu yıl buğdayını 9.250 TL, arpasını da 7.500 TL’den değerlendirmiş olacak.
Açıklanan fiyatların müdahil fiyatlar olduğuna dikkat çeken Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Başkanı Özkan Taşpınar, bunun piyasaya verilen bir mesaj olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek “Raporlarımızda ekim alanlarındaki değişim, yağış miktar ve dağılımları ile verim üzerine etken lokal faktörler birlikte değerlendirildiğinde Türkiye buğday rekoltesinin uzun yıllar ortalamasına göre; Nisan sonu verilerine dayanarak yüzde 3,75 artarak 20,750 milyon ton, arpa üretiminin %7,5 artışla 8,6 milyon ton olacağı ve mayıs ayının yine yağışlı geçmesi de yine rekoltede önemli bir artış yapacağı belirtilmiştir. Küresel buğday üretiminin de bir önceki yıla göre 1,5 milyon ton artışla 790 milyon ton olacağı öngörülmektedir. Buna bağlı olarak dünya fiyatlarında da ciddi bir gevşeme hakim olmuş, yurtiçi piyasalarımız da bundan etkilenmiştir. Türkiye buğday maliyetlerinin ortalama sulu ve kuru alanlar olmak üzere 6.880 ila 6.640 TL olduğu göz önüne alındığında açıklanan müdahil alım fiyatıyla çiftçimize yüzde 35’lik bir refah payı verilmiş, dünyada yaşanan gelişmeler gözetilmiş, iç piyasa ile dünya fiyatlarının üzerinde açıklanan hububat müdahil alım fiyatlarının bu açıdan piyasanın beklentileri doğrultusunda olduğu kabul görmüştür. Çiftçimizi buğday ekimine teşvik edecek alım fiyatlarından dolayı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı’ya ve TMO Genel Müdürümüz Ahmet Güldal’a teşekkür ederiz.” diyerek, yeni hasat sezonunun çiftçiye, sanayiciye, tüccara ve nihai tüketiciye hayırlı olmasını diledi.
TMO ALIMLARINA İLİŞKİN DETAYLI BİLGİLER AŞAĞIDA BELİRTİLMİŞTİR.
- TMO, Türkiye genelinde bulunan yaklaşık 310 işyerinde ve protokol imzalanan lisanslı depolarda (230 nokta) alım faaliyeti gösterecektir.
- TMO ile protokol imzalayan lisanslı depoculuk şirketleri www.tmo.gov.tr internet adresinde yayınlanmakta olup üreticilerimiz bu depolara teslim ettiği ürününü Elektronik Ürün Senedi (ELÜS) olarak TMO’ya satabileceklerdir.
- TMO, üreticilerimizin iş yerleri önünde uzun süre beklemelerini önlemek amacıyla uyguladığı randevulu alım sistemine devam edecektir.
- TMO iş yerlerinde pazar günleri hariç haftanın 6 günü alım yapılacaktır.
- Ürün bedeli ödemeleri, ürün teslimatına (TMO ve ELÜS) müteakip 30 gün içerisinde üreticilerin banka hesaplarına aktarılacaktır.
- Üreticilerimiz lisanslı depolara ürün teslim etmesi halinde; %2 stopaj, %2 SGK prim kesintisi muafiyeti, 25 TL/Ton nakliye desteği (750 TL’ye kadar), araç başına 25 TL analiz desteği, depo kira ücreti desteğinin yanında T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden ürün bedelinin %75’ine kadar sıfır (%0) faizli 9 ay vadeli kredi kullanma imkânları bulunmaktadır.
- Bakanlığımız tarafından, hububat üretiminin teşvik edilmesi amacıyla 2023 yılında; ÇKS’ye kayıtlı buğday ve arpa üreticilerine, kayıtlı üretim miktarı kadar tüm kesimlere (TMO veya piyasa aktörlerine) yapılan satışlar için ton başına Buğdayda 1.000 TL, Arpada ise 500 TL ilave hububat üretim primi desteği verilecektir.
- Buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale ÇKS kaydı bulunan üreticilerden ürün bazında ÇKS’de kayıtlı üretim miktarı kadar alım yapılacaktır.
- TMO işyerlerine satılan ürünün borsa tescil ücreti TMO tarafından karşılanacaktır.
- Boşaltma ücreti alınmayacaktır.
- Geçici alım merkezlerinde Hizmet Bedeli kesintisi (%1) yapılacaktır.
- TMO, altyapısı uygun olan ticaret borsalarında hububat alımı yapacaktır. Ticaret borsası üzerinden alım yapan iş yerlerinde üreticiler, randevu almak suretiyle hem borsalar üzerinden hem de doğrudan iş yerlerine gelerek ürünlerini TMO’ya satabileceklerdir. Borsa üzerinden lisanslı depoya ürün teslim etmek isteyen üreticilerimiz, randevuya gerek kalmadan ürününü teslim ederek ELÜS yoluyla TMO’ya satabilecektir.
2023 DÖNEMİ TMO ALIM FİYATLARI
MAKARNALIK BUĞDAYLAR MAKARNALIK BUĞDAY (2.Grup) 9.000
DÜŞÜK VASIFLI MAKARNALIK BUĞDAY 8.250
EKMEKLİK BUĞDAYLAR EKMEKLİK BUĞDAY (2.Grup) 8.250
DÜŞÜK VASIFLI EKMEKLİK BUĞDAY 7.500
ARPA (2. Grup) 7.000
ÇAVDAR-YULAF-TRİTİKALE (2. Grup) 6.000
Ekmeklik Buğday fiyatına kalitesine göre (1. Grup) ton başına 100 TL ilave fiyat verilecektir. Bu şekilde 1. Grup Ekmeklik Buğday fiyatı ton başına 8.350 TL olacaktır.
Makarnalık Buğday fiyatına kalitesine göre (1. Grup) ton başına 100 TL ilave fiyat verilecektir. Bu şekilde 1. Grup Makarnalık Buğday fiyatı ton başına 9.100 TL olacaktır.
Arpa fiyatına kalitesine göre (1. Grup) ton başına 100 TL ilave fiyat uygulanacaktır. Bu şekilde 1. Grup Arpa fiyatı ton başına 7.100 TL olacaktır.
Üreticilerimizin Dikkat Edeceği Hususlar;
TMO’ya ürün teslim edecek üreticilerimizin, alım noktalarımızda herhangi bir zorlukla karşılaşmamaları için;
ÇKS bilgilerini güncellemeleri,
Randevularını mutlaka almaları ve ürünlerini randevu alınan gün getirmeleri,
Anlaşmalı bankalardan alınacak banka kartı veya banka hesap numaraları ile alım noktalarına gelmeleri,
Lisanslı depolara ürün teslim edecek üreticilerin bankadan ELÜS işlem emrine izin veren yatırım hesabı açmaları ve en yakın Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) acentelerine başvurarak (kimlik belgesi, yatırım hesabı ve ikamet adresi bilgileri ile birlikte) TÜRİB’e üye olmaları,
Ürünün, iş yerlerimize/lisanslı depolara ürün sahibi tarafından veya vekâlet verilerek getirilmesi, gerekmektedir.
Üreticiler, TMO işlemleri ile ilgili her türlü bilgiyi TMO internet sitesinden (www.tmo.gov.tr), TMO iş yerlerinden ve Alo Ürün Hattından [312 416 34 10 (8 hat)] alabileceklerdir.
Yeni hasat döneminin ülkemize, milletimize hayırlı ve bereketli olmasını dileriz.
ANLAŞMALI BANKALAR: Halkbank, Vakıflar Bankası, Ziraat Bankası, Akbank, Albaraka Türk, Denizbank, İş Bankası, Şekerbank T.A.Ş., Yapı ve Kredi Bankası
UHK 2022-2023 Üretim Yılı (1 Ekim 2022-30 Nisan 2023) Arpa, Yulaf, Çavdar, Tritikale Üretim Rekoltesi Tahmin Raporu
UHK 2022-2023 Üretim Yılı (1 Ekim 2022-30 Nisan 2023) Arpa, Yulaf, Çavdar, Tritikale Üretim Rekoltesi Tahmin Raporu
UHK 2022-2023 (1 Ekim 2022 – 30 Nisan 2023) Buğday Rekolte ve Değerlendirme Raporu
UHK 2022-2023 (1 Ekim 2022 – 30 Nisan 2023) Buğday Rekolte ve Değerlendirme Raporu
UHK 2022-2023 (1 Ekim 2022 – 31 Mart 2023) Buğday Değerlendirme Raporu
Ulusal Hububat Konseyi 2022-2023 (1 Ekim 2022 – 31 Mart 2023) Buğday Değerlendirme Raporu
Ulusal Hububat Konseyi “Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 422 Sayılı Kanun” Hakkında Değerlendirme Raporu
Ulusal Hububat Konseyi “Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 422 Sayılı Kanun” Hakkında Değerlendirme Raporu
ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ “ORMAN KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 422 SAYILI KANUN” HAKKINDA DEĞERLENDİRME RAPORU
23 Mart 2023 tarihinde ülkemiz tarım sektörü açısından oldukça önemli bir gelişme yaşandı “Orman Kanunu ve bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 422 Sayılı Kanun Teklifi” TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. İlgili kanun; üretim planlaması, sözleşmeli üretim, atıl arazilerin tarıma kazandırılması, tüm üretim alanlarının kayıt altına alınması dahil birçok temel konularla ilgili düzenlemeler içermektedir. Konunun bitkisel üretimle ilgili olan bölümleri ayrıntılı olarak ele alınmış ve değerlendirilmiştir.
1. Üretim Planlamasına geçilmesi; değişiklikle “Tarımsal üretim planlaması, gıda güvencesi ve gıda güvenliğinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için Bakanlıkça belirlenen ürün ve ürün gruplarının üretimine başlanılmadan önce izin alınır. Bakanlık, arz ve talep miktarları ile yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün ve ürün gruplarının üretileceği ile tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarının belirler” hükmü getirilmiştir. Bunun uygulanması için; sırasıyla uyarıda bulunma, beş yıl süreyle destek programlarından yararlandırmama, idari para cezası gibi tedbirler belirlenmiştir. Bu düzenlemeyle; planlı üretime geçilmesi, stratejik ürünlerde arz güvenliğinin korunması, hasat döneminde üreticilerin pazarlama sorunu yaşamaması hedeflenmektedir.
Ülkemizde yıllardan beri üretim planlamasının olmaması değişik platformlarda dile getirilir, arz fazlası ürünlerdeki pazarlama sorunu ve değerinde satılamama, eksikliği olan ürünlerde ise ithalat ve temin sorunları ile bunların yıldan yıla değişkenlik göstermesi tarımsal üretimin bir numaralı açmazı olarak vurgulanırdı. Ancak tarımsal üretimin bir numaralı sorunu olarak bahsedilen bu konuda yasal bir çerçeve çizilip, konunun zorluğu ve karmaşıklığı başta olmak üzere bir çok nedenle bir türlü uygulama aşamasına geçilemedi. Bu değişiklikle ilk defa üretim planlaması ya da planlı üretimin yasal zemini oluşturulmuş, hangi araçlara başvurulacağı ve hedefleri belirtilmiştir. Şüphesiz bu kanun değişikliğinde yer alan hükümler çerçeve niteliğinde olup, uygulama usul ve esasları çıkarılacak yönetmelik ve kararnameler ile netlik kazanacaktır. Mevcut çerçeve değerlendirildiğinde; tarım havzası veya işletme bazında bir üretim planlamasına geçileceği ve bunun için tarımsal desteklerin önemli bir araç olarak kullanılacağı anlaşılmaktadır ki, bunlar oldukça sağlıklı adımlar olarak değerlendirilmiştir. Bu kanun değişikliği ile planlı üretim açısından çığır açacak bir sürece de geçilmiş olacaktır.
Çıkarılacak yönetmelik ve kararnamelere katkı sağlamak amacı ile şu önermeler de bulunulabilir; Stratejik ürünler ve yeterlilik miktarları belirlenmeli, stratejik ürünlerin üretimini koruyacak şekilde ülkesel bitkisel üretim dış ticaret stratejisinin belirlenmesi, bunlar dikkate alınarak havza, il ve ilçe bazında ekim nöbeti ilkelerinin belirlenmesi, üreticiden 4 yıllık ekim nöbeti planı istenilmesi, ilkeler doğrultusunda teknik kurullarca planın değerlendirilmesi ve onaylanması.
Ayrıca, bu değişiklikte bahsi geçen çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması kapsamında su ile ilgili düzenlemelerin de yönetmelik ve kararnamelerde yer alacağı, üretim planlamasında suyun merkeze alınacağı, sulama yöntemine uygun bitki deseninin seçileceği, iklim değişikliği dikkate alınarak doğal kaynaklarımızın sürdürülebilir kullanımına önem verileceği özetle su varlığına göre tarım yapılacağı hedefi anlaşılmaktadır. Bu hedef üretim planlamasında doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilirliğinin dikkate alınmasını kapsadığından oldukça önemli görülmüştür. Bu hedef için şu önerilerde bulunabiliriz; bütüncül bir yaklaşımla su kanunun çıkarılması, havzalar arası su transferi konusunun tarımsal bir öncelik olarak çok güçlü bir şekilde ele alınması, sulama kooperatifi ve sulama birliği alanlarında alt yapılarının ivedi olarak rehabilitasyonu, arazi toplulaştırma hizmetlerinin tamamlanması, tamamen basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi, sulama sistemlerinin dijitalleştirilmesi ve otomasyonu. Bunların yapılacak düzenlemelerle senkronize gitmesi, konunun bütüncül olarak ele alınması hayati önemdedir.
2. Sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması; yapılan değişiklik ile “Bakanlık sözleşmeli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli düzenlemeleri yapar. Sözleşmeli üretimi özendirmek üzere üreticilere, bu Kanunla belirtilen desteklerin verilmesinde öncelik tanır” hükmüne yer verildikten sonra sözleşmeli üretimin usul ve esaslarına yer verilmektedir. Sözleşme genel şartlarının tarımsal faaliyet alanlarına göre Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği anlaşılmaktadır. Sözleşmeli üretimde irade serbestisi esas olmakla birlikte, ihtiyaç halinde Bakanlık tarafından belirlenen ürün ve ürün gruplarının sözleşmeli olarak üretileceği belirtilmektedir. Sözleşmeli üretim için Bakanlık tarafından kayıt sistemi oluşturulacağı, mücbir sebep dışında alım ve satımdan vazgeçilmesi halinde cezai müeyyideye yer verileceği, sigortanın zorunluluk olacağı hükme bağlanmıştır. Kanun sözleşmeli üretimin gelişmesinin önündeki en önemli engel olan anlaşmazlık halindeki hukuki süreçlerle ilgili de önemli düzenlemeler içermektedir. Buna göre, uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurma şartı, basit yargılama usulünün uygulanması, üreticilerin başvurusunda dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderlerin devlet tarafından avans olarak ödenmesi hükme bağlanmıştır.
Kanun değişikliğindeki sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması ile ilgili düzenlemeler; yıllardan beri sınırlı gelişme kat edilen, üretim planlamasının önemli bir aracı olan sözleşmeli üretimin hukuki zeminini oluşturması, özellikle uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurma şartı ile basit yargılama usulünü ortaya koyması ve güçlü destek mekanizması ile gelişimine ve yaygınlaşmasına önemli katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Pazarlama sorunları da sözleşmeli üretim modelinin yaygınlaşmasına bağlı olarak büyük ölçüde ortadan kalkacaktır.
3. Atıl araziler tarıma kazandırılacak; “Bakanlık, mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilerde olup farklı sebeplerle üst üste iki yıl işlenmeyen tarım arazilerini, kira geliri arazi sahiplerine olmak ve arazinin vasfının değiştirilmemesi şartıyla sezonluk olarak rayiç bedelden aşağı olmamak üzere kiraya verir”.
Bu hüküm, bir taraftan atıl arazilerin ekonomiye kazandırılması ve kamu yararına kullanılmasını sağlarken, diğer taraftan vasfının korunmasını sağlamaktadır. Kiralamada önceliğin arazinin bulunduğu yerleşim yerinde ikamet edenlere ya da Tarım Kanununda belirtilen sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına verileceği hususu da sosyal barış ve yerinde kalkınma açısından değerli görülmüştür. Yine kiralanan arazilerin bir kayıt sistemine kaydedilmesi ve kiracıların tarımsal desteklerden yararlandırılması da, yıllardır neşter vurulmamış bir soruna çare bulunması gayreti olarak değerlendirilmiştir. Bütün bu düzenlemeler ve bunlara bağlı çıkarılacak yönetmelikler ile her yıl üretim dışı kalan milyon hektarı bulan tarım alanlarının üretime kazandırılması açısından hayati olarak görülmüştür.
4. Üretim yapılan tüm alanlar kayıt altına alınacak; değişiklikte “destekleme ödemelerinde Bakanlıkça belirlenen kayıt sistemleri” hükmüne yer verilmiştir. Böylece; destekleme ödemelerinde ÇKS sistemi ile birlikte Bakanlıkça belirlenen kayıt sisteminin ele alınacağı ve tapu veya mülkiyete dayalı kayıt yerine üretimin yapıldığı tüm alanların kayıt altına alınarak bu alanların desteklemelerden yararlandırılmasına imkan tanınacağı anlaşılmaktadır. Kayıt sisteminde dijitalleşme de yeni uygulamayı kolaylaştıracak ve pratikleştirecektir. Böylece gerçek verilere ulaşılmış olacağı gibi, üretime ve üretim yapana destekleme ile desteklerin üretim üzerinde etkinliği ve belirleyiciliği güçlendirilmiş olacaktır.
5. İlaç hammaddesi amaçlı kenevir üretimi yapılabilecek; Ülkemizde lif ve tohum üretimi amaçlı izinli üretime tabi kenevir, kanun değişikliği ile ilaç etken maddesi amacıyla da-çiçek ve yaprakları-üretilebilecek. Haşhaş üretim ve işlenmesinde önemli birikim ve deneyime sahip olan TMO kontrolünde gerçek ve tüzel kişilere üretim yaptırılabilecek ve böylelikle kenevir üretiminin tüm aşamaları etkin bir şekilde kontrol edilip, izlenebilecek.
Kenevirin keyif amaçlı, özellikle esrar olarak bilinen maddenin üretiminde kullanılabiliyor olması onu yasaklı konuma düşürmüştü. Halbuki bu yönü kenevirin vazgeçilemez önemdeki onlarca kullanım alanında sadece birisidir. Bu yolla ülkemiz ekolojisine adaptasyonu yüksek bitki türünün ilaç etken maddesi amaçlı üretiminin yolu açılarak, katma değerli ürün oluşturma potansiyeli olan bu türden üretimde istifade edebilme imkanı ortaya çıkacaktır. Haşhaş üretim ve işlenmesinde önemli birikim ve deneyim kazanmış olan Toprak Mahsulleri Ofisine bu amaçla görev verilmesi ise, olası amaç dışı kullanım risklerini minimize ederek, üretimin tüm aşamalarının etkin bir şekilde kontrolü ve izlenmesine imkan sağlayacaktır. Günümüzün izleme ve takipte ulaştığı dijital imkanlar da kullanılarak, bu potansiyelden ülkemizin mahrum kalmasının da önüne geçilmiş olacaktır.
6. Orman köylüsü güçlendirilecek; yasa değişikliği ile orman köylüsünün güçlendirilmesini sağlayacak çok sayıda aracın belirlendiği anlaşılmaktadır.
“2022 Yılı Hububat Değerlendirme Paneli” Sonuç Bildirgesi
“2022 Yılı Hububat Değerlendirme Paneli” Sonuç Bildirgesi
Tahıl Koridoru Mutabakatının Başlangıcından Bugüne Seyri ve Gelecek Beklentileri
Tahıl Koridoru Mutabakatının Başlangıcından Bugüne Seyri ve Gelecek Beklentileri
Türkiye Öncülüğünde İmzalanan Tahıl Koridoru Mutabakatının Gıda Güvenliği (Özelde Tahıl Ürünleri) Ekseninde Değerlendirilmesi
Türkiye Öncülüğünde İmzalanan Tahıl Koridoru Mutabakatının Gıda Güvenliği (Özelde Tahıl Ürünleri) Ekseninde Değerlendirilmesi
Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Genel Kurulu Yapıldı
Tarım Kanunu’nda belirlenen ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışma yapmak üzere kurulan Ulusal Hububat Konseyi’nin (UHK) Olağan Genel Kurulu Konya Ticaret Borsası ev sahipliğinde yapıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, TOBB Borsalar Konsey Başkanı Hüseyin Çevik, TÜRKTOB Başkan Yardımcısı ve BİSAB Yönetim Kurulu Başkanı Selami Yazar, ziraat odası başkanları ve UHK üyeleri ve protokol davetlilerinin katıldığı Genel Kurul’da Başkanlığına Özkan Taşpınar, Başkan Vekilliğine Yaşar Serpi, Sayman Üyeliğe M.Namık Köklüsoy ve Yönetim Kurulu Üyeliklerine Mehmet Tabur, Sabahattin Yumuşak, Prof. Dr. Bayram Sade, Selçuk Aydınalp, Hasan Gümüş, ve Murad Bertan seçildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı BÜGEM Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, Bakanlık olarak hububat üretime büyük önem verdiklerini belirterek, ülke ihtiyacının karşılanması, mamul madde ihracatında kullanılan hammaddenin yurtiçinden temini için projeler ürettiklerini belirterek, en büyük desteği hububata verdiklerinin altını çizdi. Tarım paydaşlarıyla her zaman koordineli çalıştıklarını, pandemi yakın coğrafyadaki savaşlara rağmen sürdürülebilir bir hububat üretimi için her türlü önlemi aldıklarını, teşvikleri arttırdıklarını ifade ederek, UHK’nin çalışmalarını önemsediklerini belirtti.
Ev sahibi olarak konuklara hitap eden TOBB Borsalar Konsey Başkanı ve Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik, tarım ve tarımsal ticaretin ihmal edilemeyecek kadar önemli bir sektör olduğunu belirterek, günümüzde tarım ve gıda güvenliğinin, dünyanın da en önemli sorunlarından biri olarak karşılarına çıktığının altını çizdi. Çevik, tarımı bir zenginlik kaynağı olarak ekonominin sağlam ve sağlıklı bir halkası haline getirmenin Türkiye’ye büyük bir ekonomik ve politik avantaj getireceğini söyledi. Bunun için UHK’nin çalışmalarını hep desteklerini ifade etti.
Genel kurulda bir konuşma yapan Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, salgın kaynaklı sorunlar; gıda arzı, temini ve fiyatları üzerindeki baskısını sürdürürken, şubat ayında Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesi mevcut sorunları derinleştirirken, yeni sorunları beraberinde getirerek gıda güveliğini çok daha karmaşık hale getirdiğini belirterek “Salgın kaynaklı sorunlara ek olarak Rusya-Ukrayna savaşının gıda güveliğini tehdit edici boyuta ulaşması; Rusya ve Ukrayna’nın birçok temel gıda ürününün küresel tedarikçi olmasından, özellikle Rusya’nın doğal gaz ve gübre üreticisi ve tedarikçisi olması ve tedarik sorunları ve kısıtlama kaynaklı fiyat artışlarından, Ukrayna’da ürünlerin bu sezonda ve muhtemel gelecek sezonlarda bakım ve hasat sorunları kaynaklı üretim düşüşünden, lojistikte aksama, gıda tedarik zincirinde sıkıntılar, limanların, kritik önemdeki ticari işletmelerin kapanması gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Kriz ortamlarında toplumların ve bireylerin davranışlarında panik ya da aşırı itiyat gibi sebeplerle değişiklikler olmakta; ülkelerin buğday gibi temel ürünlerde ihracat kısıtlamasına ya da yasaklamasına gitmesi ile bireylerin stoğa yönelmeleri zaten karmaşık olan gıda güvenliği sorunun çok daha dramatik hale getirmektedir. Sıralanan bu sorunlar yıllardan beri globalleşmenin hâkim olduğu başta buğday olmak üzere temel ürünlerde alınan önlemlere rağmen kaçınılmaz olarak ülkemizi de etkilemiştir. Tüm bunların sonucu olarak ithal edilen buğdayın tonu 420 doları aşmış, iç piyasada buğday fiyatı ortalama 6,0 TL/kg’a yükselmiştir. Petrol, doğalgaz, elektrik, gübre ve zirai ilaç gibi temel girdi fiyatları tüm Dünya’da olduğu gibi, belirgin dışa bağlılık sebebi ile katlanarak artmıştır.” dedi.
Yaşanan gıda krizinin önümüzdeki yılarda da etkisinin değişen oranlarda sürebileceğinin ön görülmesine göre; Türkiye’de bu etkinin buğday gibi temel ürünlerde kontrol edilebilmesi için bazı tedbirlerin alınmasının kaçınılmaz ve hayati olduğunun önemine değinen Taşpınar, “Bunlar; TMO’nun elinin güçlendirilmesi için belirlenecek taban fiyatının, haftalık gözden geçirmesi, piyasayı regüle edebilmek için TMO’nun stok düzeyini oldukça yükseltecek tedbirler alması, üretimdeki maliyet yükünü hafifleterek üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak üzere, 2022-2023 yılı için mazot, gübre, tohum desteğinin ve geçici verilen destekler de kalıcı hale getirilerek dekara 116 TL’den 230 TL’ye çıkarılması, kiloya verilen 10 kuruş olan ürün desteğinin 25 kuruşa çıkarılması, tarım sigortasının zorunlu hale getirilmesi, şeklinde özetlenebilir.” dedi.
Taşpınar sözlerine şöyle devam etti, “Uzun yıllar verileri göz önüne alındığı zaman Ülkemizde 20 milyon ton verim elde edilmekte idi. 2022 hasat mevsiminde de Buğday üretiminin uzun yıllar düzeyinde ve geçen yıla göre %17,6 artışla 20 milyon ton olacağı tahmin edilmektedir.”
Ulusal Hububat Konseyi olarak kurullarında sektörün tüm paydaşlarının temsil edildiğini ve alınan kararların istişare ile alındığını belirten Taşpınar, hububat üretiminin arttırılması ve sürdürülebilir bir hale getirilmesi için karar alıcılarla, tarım paydaşlarıyla ve üreticilerle sürekli iletişim halinde olduklarının altını çizdi. Yeni dönemde UHK kurullarındaki değerli çalışma arkadaşlarıyla proaktif bir çalışma dönemi yaşayacaklarını belirten Taşpınar, genel kurula katılan ve destek veren herkese teşekkür ederek, bereketli bir harman sezonu diledi.
UHK SEÇİM SONUCUNA OLUŞAN KURULLAR ŞÖYLE OLUŞTU;
MECLİS
ALİ SÜRÜCÜ
Prof. Dr. S. AHMET BAĞCI
MURAT YAĞIZ
HALUK TEZCAN
KAMİL ADEM
MUSTAFA YILMAZKART
RAMAZAN HIDIROĞLU
MUSTAFA NURİ ÇOMU
KEMAL UFLAZ
ÖMER ZEYDAN
GÜRKAN GÜREL
EKREM ÇAVAŞ
RIFAT KAVUNEKER
Dr. FATİH ÖZDEMİR
Dr. MEHMET HASDEMİR
YÖNETİM
ÖZKAN TAŞPINAR (BAŞKAN)
YAŞAR SERPİ (BAŞKAN VEKİLİ)
M.NAMIK KÖKLÜSOY (SAYMAN)
SABAHATTİN YUMUŞAK
Prof. Dr. BAYRAM SADE
MURAD BERTAN
MEHMET TABUR
HASAN GÜMÜŞ
SELÇUK AYDINALP
YÖNETİM YEDEK
FEDAİ CANIM
RUHİ BADEM
MEHMET KAVUN
RAMAZAN ÖZKILIÇ
MESUT OKYAY
OĞUZ ÖZMEN
AHMET DURAN BALSUYU
NİZAMETTİN SARI
AHMET FARUK ARSLAN
DENETLEME KURULU
MUSTAFA ÇEVİK
MURAT AKBULUT
HAKAN ÖZDEMİR
DENETLEME KURULU YEDEK
MUSTAFA AYDAR
R.ZAFER ARISOY
FATİH OKUMUŞ
ARAŞTIRMA VE DANIŞMA KURULU
Dr. VEYİS YURTKULU
ATİLLA AZKUR
ERDEM ERTEKİN
ŞEVVAL CENGİZ
OSMAN NURİ HEKİMOĞLU
Prof. Dr. ALİ TOPAL
Prof. DR. SÜLEYMAN SOYLU
CELİL ÇALIŞ
İSMAİL SAYIM